Monday, December 13, 2010

kırk birinci tilkinin fikri

Merhaba Dünyalılar,


aforizmadan öte, denemeden beri:


İki adet alet kullanma uzvuna sahip karbon bazlı bir canlı türünün medeniyet kurması şaşırtıcı değildir. Şaşırtıcı olan aynı türün o iki uzvu bir taşın kenarını keskinleştirmek amacıyla kullanmasından kim bilir kaç bin yıl sonra üç sayısını düşünmek ihtiyacı hissetmesi ve mevzu bahis uzuvların sayısı nedeniyle sayma eylemini “bir, iki, fazla” sınırlarının ötesine geçirebilmek için on beş bin yıl civarı zaman harcamasıdır. Bunlara rağmen, bu türün ısrarla kendini zeki addetmesi, “zeka” denen kavramın içeriğiyle ilgili bazı soruları gündeme getirdiyse, şu anda kimi beyin hücreleriniz arasında türlü elektriksel devinimler gerçekleşmekte demektir. Ancak sakin olunuz, bu devinme haline düşünmek denir ki kendisi beyin adını verdiğimiz sevgili organımızın sıklıkla gerçekleştirme eğiliminde olduğu bir eylemdir.


Medeniyet dediğimiz olgu alet yapma yetimizin sonucu olarak ortaya çıktı desek, dilsel iletişime ayıp olur, lakin sadece çene çalarak medeniyet kurulduğu da görülmemiştir. Ancak maymunlar konuşabilse ya da yunuslar burunlarını karıştırabilse medeniyet kurarmıydılar bilemiyoruz. Bildiğimiz şeyler de var elbette, iki adet alet kullanma uzvuna sahip üstelik vokal yolla iletişim kurabilmek için gereken donanım ve yazılımı geliştirebilmiş karbon bazlı en az bir canlı türünün medeniyet kurmuş olduğunu biliyoruz mesela. Lakin bilgi denilen de son derece dalgalı bir deniz, bir zamanlar birilerinin dünyanın düz olduğunu bilmekte olmuş bulunduğunu da unutmamalı. Bilgi dinamik bir olgu olduğundan var olan diğer her şey gibi dönüşkendir diyebiliriz, o halde diyoruz kim ne karışır? Meydanı boş bulduk diye coşmamanın anlamsızlığı aşikar olduğundan durmuyor, bilgi amaç olarak belirlendiği takdirde erek unutulmuş, menzil şaşmış olabilir de diyoruz. Tabi ki boş yere demiyoruz, çünkü kendisinin statik olmamaya özen gösteren bir karaktere sahip olduğunu düşünüyoruz. Eğer, bilginin bu dingildek tavrı karşısında kimi çelişkiler içine düştüyseniz, şu anda psikenizde bilinç düzeyinde kimi kavramlar çarpışmakta kimileri kırıla yontula değişmekte demektir. Ancak müsterih olunuz, bu çarpışma haline tartışmak denir ki kendisi her bilincin fırsat buldukça gerçekleştirme eğiliminde olduğu bir eylemdir.


Dil, iletişme amacı güdülerek kullanılan fakat iletiştirememekte ısrar eden bir kültür nesnesi olmasına rağmen, asli işlevi olan bilinç masaüstümüze kimi kavramların kısa yollarını yerleştirme görevini başarıyla sürdürmektedir. Iş bu sınav cümlesini okuyup, ne demek istediğimi anladıysanız okumaya devam etmenize gerek yok. Fakat canınızı sıkmayın, anlatılanı anlayabilen bir kimse olarak, karşılaştığınız bir fikri analiz etmekle kalmayıp, fikir sahibiyle empati kurarak, hatta taşıdığı verilerin doğruluğunu kontrol ederek ulaştığınız bu kararı desteklemekteyiz. Lakin biz sizinle aynı fikirde olmayabiliriz. “İki adet alet kullanma uzvuna sahip üstelik vokal yolla iletişim kurabilmek için gereken donanım ve yazılımı geliştirebilmiş karbon bazlı bir canlı türünün ürettiği her şeyin toplamına medeniyet desek yalan olmaz” bilgisi ile ters yönden gelen “İki adet alet kullanma uzvuna sahip üstelik vokal yolla iletişim kurabilmek için gereken donanım ve yazılımı geliştirebilmiş karbon bazlı bir canlı türünün ürettiği her şeyin toplamına kültür denir” bilgisinin çarpışmasıyla oluşan küçük büyük patlamadan sonra ortaya çıkan “demek ki medeniyet ve kültür aynı şeydir” tümcesine şaşırdıysanız iki cümle önce okumayı bırakmalıydınız. Buna takılmıyoruz çünkü hızımızı aldık. Bu hızla oltamızı o “küçük büyük patlama” şeklinde tariflediğimiz sürece atmak derdindeyiz ve dertlenmenin alemi olmadığından atıyoruz oltamızı. Süreci hatırlamanız için attığımız tur yeterliyse aklınızda kimi veri toplulukları başka veri topluluklarıyla kesişmek, sürtünmek, kaynaşmak ve çarpışmak suretiyle yeni veri topluluklarına dönüşmekte demektir. Ancak korkmayınız, bu dönüşme haline öğrenmek denir ki kendisi her aklın potansiyel olarak gerçekleştirme eğiliminde olduğu bir eylemdir.


Unutmayınız: İki adet alet kullanma uzvuna sahip üstelik vokal yolla iletişim kurabilmek için gereken donanım ve yazılımı geliştirebilmiş karbon bazlı, hem de ürettiği her şeyin toplamına kültür ya da medeniyet denebilen bir canlı türünün nev-i şahsına münhasır bir bireyi olan sizlerin, şu an düşünmekte, tartışmakta ve öğrenmekte olduğu şeylerin tamamına biz yanlış anlama diyoruz. Ancak sinirlenmeyiniz, bu yanlış anlama haline iletişmek denir ki kendisi her benliğin işine geldiği gibi gerçekleştirme eğiliminde olduğu bir eylemdir.

No comments:

Post a Comment